Küçük Saray
Kubadabad Saray Külliyesinin iki ana yapısından biri olan Küçük Saray mimari ve süsleme özellikleriyle Anadolu Selçuklu sanatının en dikkat çekici yapılarındandır. Saray Külliyesindeki diğer yapılara nazaran daha iyi durumda günümüze ulaşabilmiş yapılardan biri olan Küçük Saray, Prof. Dr. K. Otto-Dorn’un bilimsel başkanlığında yapılan 1966 yılı çalışmalarında kazılmış ancak yapının çevresi ve tümüyle ortaya çıkarılması Prof. Dr. Rüçhan Arık’ın başkanlığındaki kazılar neticesinde gerçekleşmiştir.
Kareye yakın boyutlarda, oldukça muntazam bir plan gösteren yapının dış yüzleri düzgün kesme taşlarla kaplıdır. Küçük Saray'ın plan tasarımı ana çizgileriyle Büyük Saray'ı hatırlatır. Her iki yapıda da taç kapıdan sonra bir vestibül mekânı, sofa (taht salonu) ve taht eyvanı ile bunların iki yanına dizilmiş odalar bulunur. Küçük Saray'ın sadece zemin katı zamanımıza gelebilmiştir. Mevcut binanın tüm dış cephelerinin kesme taş malzemeyle kaplı olduğu kalıntı ve izlerle sabittir. Yapının güney köşesindeki dışa dönük eyvan taç kapıdır. Binanın kuzeydoğu kanadı, köşelerde içe çekilmiş dış eyvanlarla hareketlendirilmiştir. Bu eyvanların içinde ve kuzeydoğu cephenin ortasında birer kapı açıklığının olduğu anlaşılmaktadır. Kuzey köşedeki eyvanın önünde, kesme taşlı bir merdiven dikkati çeker. Eyvanın üç duvarında yer alan geniş açıklıklar birer kapıdır. Bunlardan eyvanın arkasındaki kapının tek sahanlıklı iki kollu bir merdivenle dışarı bağlandığı tahmin edilmektedir. Kazılar sırasında Kubadabad'ın en özgün ve dikkat çekici çini buluntularının yanı sıra fresk, taş, cam buluntuları ele geçmiştir.